A HREF="http://images.repage.de/games/index.php?g=kingofthehill" _fcksavedurl="http://images.repage.de/games/index.php?g=kingofthehill" target=_blank>
   
  ARMAĞAN & DİLAN
  ŞİİRLER
 

 


Seni seviyorum diye
Gelişine kadar rötar yapmış hayatımı
Seninle yaşamaya hazırlanırken
Sana uzanan yollarımı kapaman niye?
Biliyorum haykırışlarım boşuna
Şahin pençesinde asılı serçe gibi
Nafile tüm çırpınışlarım
Boşuna sesleniyorum duymayacağını bile, bile
Seni beklemem nafile Gözlerinde zifir siyah bir perde
Alkış tutuyorsun alabildiğine
Şamdandaki mum gibi eriyip bitişime
Sen kulaklarını değil
Yüreğini tıkamışsın sana seslenişime Oysa ben
Tüm yokluğuna inat varlığını yaşatırken içimde
Gül pembesi çizgilerle resmini işliyorum
Karanfil moru gecelere
Şiirleri seninle yüklüyorum kanatırcasına
Dizeleri ağlatıyorum.
Seni işliyorum hecelere Tüm yaşayamadıklarıma inat
Seni yaşamak istememdi ütopyalarım
Tek sana adanmışlığımdı ölümüne
Tek senin doldurduğundu rüyalarım
Şimdi
Bir tutam gücüm kaldı en sona sakladığım
Bilmiyorum
Ansızın çıkıp gelecekmisin aniden
Bir avuç toprak olmadan sonunda
Sen diye kucakladığım. Bir gün
Anlayabilme ihtimalin var ya sevdiğimi
Düşüp gelme umudun var ya yüreğinin peşine
Yüreğin bende emanet biliyorsun
Ve ben
Yüreğin yüreğimde
Yüreğin ellerimde
Çok yakında
Çekip gideceğim yok oluşun koynuna
Beni düşürdün ya bu hale
Günahı boynuna.

Mustafa Şekerci




 

Gül yüzün aklımdan çıkmıyor bir an
Hasretin içimi yakıyor gülüm
Yıldızlar uykuya dalarken bile
Hayalin hep bana bakıyor gülüm

Kaybolup giderken seher yıldızı
İçimi kemirir hala bu sızı
Neyleyim ben sensiz baharı yazı
Yokluğun boynumu büküyor gülüm

Yanımda olmadan gülermi yüzüm
Ne gecem bellidir nede gündüzüm
Kahrede kahrede geldi bak güzüm
Şaçlarımda şafak söküyor gülüm

Uğur YENİLER/ESKİŞEHİR

Uğur Yeniler





Seni sevdim,
sevgilerin en güzelini vermek için.
Seni düşündüm gecelerce,
en güzel düşlerimde yaşattım seni.
Ne varsa sana adadım elimdekileri,
sana adadım, yüreğimin her zerresini.
Yanlızca sen sev istedim,
sen sar istedim, yüreğimin her köşesini.
Seni gördüm nereye baktıysam,
gözlerime işledim gözlerini.
Ve yalandan uzak,
en temiz sevdayla,
yarınlarımda bir sana yer verdim.
Bir tek, seni yazdım kaderim diye,
bir tek seni istedim, herşeyden çok.
Sen yoksan, anlamsız dünya, anlamsız yaşamak.
Sensizliği, ölümden bin beter bildim.

Gülüyorsam, mutluysam, bunca çileye inat,
bilirim ki, bu senin eserin.
Bir tek senin kollarındayken,
yaşamayı seviyorsam,
senin kollarındayken acıları siliyorsam,
her ne kadar kabul etmesende,
ben seni, daha çok seviyorsam,
biliyorum ki, bu senin eserin......

Ve, hiç bir zaman anlatamam, seni sevmenin tadını.
Ve, doymaz yüreğim,
doymaz ellerim, bedenim, seni sevmeye..
Bunca sene sonra seviyorsam kendimi,
sen sevdiğin içindir beni.
Ve seviyorsam seni,
bana sevmeyi öğrettiğin içindir.
Sevebildiğim tek insan, sen olduğun içindir.
Biliyorum ki;
ne zaman dolsa gözlerim, bir an acıyla,
sen sileceksin gözyaşlarımı.
Ne zaman sarılacak bir beden arasam,
sen saracaksın beni.
Ve, senin sıcaklığında tanıyacağım şefkati.
Seninle gülecek, seninle ağlayacağım.
Benim bildiğim tek gerçek,
sen olacaksın hep.
Ve ben,

en güzel şiirlerimi sana saklayacağım,
en güzel düşlerimi sana..
Sen yeter ki,
yarınlarda, bugünkü gibi, sev beni.
Senin sarhoşluğundan, hiç ayılmasın yüreğim.
Ve, ecele kadar,
benimle kal, yanlız benimle.
Seviyorum seni,
ve bir ömür yaşatacağım,
yüreğimde SEVGİNİ............
BİRTANEM




Duyuyor musun birtanem?
Dün gece yine sendin aklımda
Bir hüznün çıkmaz sokalarında
Gözyaşı oldu hasretin
Ilık bir buse gibi süzüldü yanaklarımda
Yanaklarım kırmızıydı, küskündü aynalara
Ne zaman karşılaşsak sen bakardın onlardan
Başıboş hoyrat aynalardan
Önce ilk sarıldığımız yere gitti duygularım
Bu gün gibiydi yaşadığımız küllenmemişti
O bir ömürdü sanki, ölmeye değerdi
Sonra gözlerin geldi aklıma, güzelliğin
Başımı döndüren mey gibiydin sen
Şelaleler akardı içime gözlerinden
Ardından öksüz kalırdım sanki giderken

Yinede yorulmazdım sensizliğe
Sensizlik ki darağacım, sensizlik ki paramparçayım
Ellerim seni arıyor bu gece, gözlerim gözlerini
Şarkılar hüzünlü, şarkılar buruk
Yoksun ya bu şehir yorgun, bu şehir vuruk
Seni arıyorum inadına gecelerde
Karanlıklar üstüne yemin ederim
Işığım sensin!
Seni seviyorum birtanem diyorum söyletensin
Basit bir aşk öyküsü değil ki bu
Saman alevi değil ki
Cehennem alevi sanki susuzum
Sensiz mutsuzum
Artık sabah olmayacak uykusuzum
Artık sensiz yaşanmayacak
Yaşıyor sanma beni sadece varsayımım
Sana bağımlı varlığım
Yokluğun ise tükenişimdir
Bir umudu katleder bin umudun olurum
Senin gibi ulaşılmazdır benimde gururum

Duyuyor musun birtanem? ?
Dün gece yine sendin aklımda
Aldın aklımı başımdan gittin
Canımı da aldın yüreğimden
Canımdın sen! !
Vazgeçilmezim, tartışılmazım
Yalnızlığımın sebebi, acılarımın denizi
Esirinim işte bu gece vakitleri
Kollarımda sensizliğin kelepçeleri
Yüreğimde sevdanın zincirleri
Bağlanmışım sana ayrılamam
Görmeden yaşayamam o gözleri

Bir gemi kalkıyor rıhtımdan
Dinle bak sesini, bu son seferi
Veda türküsüne benzer düdük sesi
Ardından mendil sallayanlar
Boşuna aslında boşuna ağlayanalar
Dönüşü olmayacak bu yolculuğun
Bende gidiyorum birtanem, umutlarım yanımda
Geriye bıraktığım limandaki ayak izleri
Ve haykırışım enginlere
Sen; dalgalardan dinle artık sesimi
Sahilde bekle beni
Bir garip martı görürsen gözleri yaşlı! !
Randevusu varmış gibi ecelle telaşlı! !
Bil ki; bir tutam sevgi yolluyorum sana
Bil ki; ağlıyorum uğruna
O zaman son kez de olsa hatırla beni
Cansız bedenime can istiyorum
Canımsın sen, SENİ SEVİYORUM

Ali Aydoğdu




 



 

Sen geçiyordun yollarımdan,

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yollarımıza hep aşk yağıyordu.
Sen bana geliyordun, ben sana koşuyordum.
Baktığım güllerde seni görüyordum.
Aşk yağmurunda ıslanıp sana yürüyordum.
Yüreğimde sen yollarda ben,
Kana kana seni içiyordum.
Kaç pınar başında nefeslensem,
Hangi yola girsem sana çıkıyordum.
Seni anlatıyor, seni dinliyordum.
Aşkı ben senle biliyordum.
Aşk bahçemde hep sen bitiyordun.
Günler geçiyor, ömrüm bitiyordu,
Yüreğime hep sen düşüyordun.
Gül yapraklarına çiy düşüyordu.
Gök yüzü ağlıyordu seherlerde,
Güllerin gölgesinde gözlerin gülüyordu.
Güller açıyordu bahçelerde,
Yollarıma hep aşk yağıyordu.




 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

   

Bugün; bütün ağaçlar yüreğimdeydi.
Bütün çiçekler gözlerimde.
Güneş, ışıklarını dudaklarıma kondurmuştu.
Neydi kanımı kaynatan bu güzelliğin adı?
Mutluluk muydu?

Bugün,
Ne varsa hüzünden yana
denize fırlattım az önce.
Sanki beklermiş gibi hepsini,
hop hop hoplatıverdi dalgalarında.
En güzel maviliğiyle oynaşıp durdu.
"Bak" dedi "fırlattığın hüzünlerine...
İşte; onların bendeki hükmü sadece bu!"

Sonra, şakalaşırcasına
bir kaç tuzlu damlasını
sıçratıverdi yüzüme.
Gülümsedim mahcup mahcup,
onun bu neşesine...
Duruldu.
Bir deniz yıldızı bıraktı avuçlarıma.
Yoksa mutluluk bu muydu?

Herkes kalabalıkken,
içimdeki yalnızlığı
alıp, gidiverdi sihirbaz martılar!
Bir de arkasından o bildik
şen kahkahalı bağırışmalar!
Hiç bu kadar güzelini görmemiştim.
Beyazmış meğerse
beni, onlarla bütünleştiren mucize!
Kanat çırpa çırpa,
yüreğimdeki isyanları uçurdular...
Yaşamaktan aldığım tad; işte buydu!
Yoksa mutluluk bu muydu?

"Sen mutluluğun resmini
çizebilir misin Abidin?"
Evet... Adım İNSAN...
Ya, tabii ki, çizerim!

Az önce;
ağaç oldum,
çiçek oldum,
güneş oldum,
deniz oldum,
martı oldum,
ölümsüzleştim...

Meğerse, hep
yanıbaşımdaymış
bu güzel resim!
Ben çizdim. Adı umudum'du!
Yoksa tüm umutlarım
beni hiç terketmeyen
mutluluğum muydu?

* * *

Mutluluk,
hepimize sadece
kendi çizdiğimiz resimler
ve uzaklıklar kadar
yakındır






Özlüyorum seni. Gücüm yetmiyor unutmaya
Özlüyorum elini tutmayi sesini duymayi
Boynuna sarilip omuzunda aglamayi
Nedensiz sevinçleri
Hasret dolu sevgi dolu simsicak düslerimi
Özlüyorum
Gücüm yetmiyor unutmaya
Seni aramazsam unuturum sanmistim
Girmez sanmistim hayalin beynime
Geceleri düslerimde
Gündüz baktigim heryerde seni
Özlüyorum..
Renkler gitmenle soldu
Kirmizi kirmiziligini unuttu
Mavi maviliginin farkinda degil
Beyaz yanliz sen giydiginde güzelligini haykiriyormus
Özlüyorum
Bu özlem bu bekleyis hiç bitmiyecek
Ruhumda sana açan eflatun renkli çiçekler solmayacak
Olmasanda sensiz sensizligi yasatacagim
Sensiz seninle olmayi basaracagim
Sonun yaklastigini hissettigim gün
Beyaz,bembeyaz mendilimi sallayarak
Sensiz yasamin kahrediciligine veda ederek
Seninle sonsuzluga kavusacagim




Geçen yıl sonbaharda, 
Kırmızı bir gül, 
Bırakmıştım kapına, 
Onu alıp kokladın mı, 
Kurutup koynunda sakladın mı, 
Baktıkça beni hatırladın mı? 
Kırmızı gül aşkı anlatırmış, 
Aşkımı anlatabildim mi? 
Bu sonbaharda da, 
Kırmızı güllerle geldim kapına, 
Binlerce kırmızı gülle, 
Evini gül bahçesine, 
Yüreğimi aşk cennetine 
Çevirecektim... 
Kapın kapalıydı, 
Sen yoktun, 
Gitmiştin, 
Kırmızı güller kaldı elimde, 
Bir acı var yüreğimde, 
Kırmızı güller kurudu, 
Sahipsiz öksüz kaldı, 
Bense bi çare, 
Kapında nöbetteyim hala... 


...Gittin Ya...


Gökyüzünü yine sen ve kardeşlerin kaplamıştınız pırıl pırıl ışıldayarak 
Bense bir sigaramdan bir senden nefes çekmekle meşgul 
Sigaramın ateşi gibi sensizliğin yanmışlığıyla kavruluyorum. 

Kim bilir şimdi nerelerde, kiminle hangi gönüldesin 
Bu kadar mı acıtacaktı içimi bu ani gidişin 
Bu kadar mı yakacaktı bu kopuşun 
Acılar denizine gömdün ayağıma taşlar bağlayarak 


Ben seni ne çok sevmiştim senin için ömrümü yoluna sermiştim 
Her gecenin zifiri karanlığını aydınlatan gözlerinde kaybolmaya 
Güller açtıran gülüşünü mimiklerini izleyip gülmeye, 
İçli o denli güzel söylediğin ‘elbet bir gün buluşacağız’ diye başladığın şarkına 
Öyle alışmıştım öyle benimsemiştim ki hiç bunlardan kopmayacağımı zannetmiştim 

Aynı acıları farklı yerlerde bize çektiren bu kader değil miydi? Bizi yan yana getiren, 
Tüm umutların tükendiği, toprağımızın çatlayıp kuruduğu zaman yağan yağmur misali 
Bizi kavuşturan aynı dere yatağında sürüklenmemize sebep olan. 
Öyleyse neden bu ani kaçışın, sen bunu yapmazdın be gülüm söyle hadi söyle 
Söyle ne olur yaratan aşkına söyle neydi seni insafsızca değiştiren. 

Ben artık bittim, eski günlerime dönmek istemiyorum artık sensiz yaşamak mı asla. 
Alışamıyorum anla sensizlik inan öyle zor ki tüm dünyayı yükleseler omzuma 
Ne bu kadar zor gelirdi ne de bu gidiş kadar acı verirdi güçsüz şu vücuda, 
Hiçbir şeyim düzgün gitmedi ki şu dünya da baksana yaradana ettiğim dualar, 
Sensiz olacaksam al canımı diye ettiğim feryatlar bile tutmuyor kabul görmüyor 
Ah canım ama inan bu acı bu yıkılmışlığa rağmen hala bu gözler seni bekliyor. 














Damla Damla Sen 


Yağmurları bekleme yeter dön artık 
Yağmak zorunda değilsin susamış bedenime 
Öyle çok özlemişim, seviyorken delice 
Düşmek zorunda değilsin her gece düşlerime; 
Bırakda rüyalarda kendim sarayım. 

Yağmurları bekleme dinsin bu hasret 
Damla damla gelişin bana huzur vermiyor. 
Ellerini tutmak için çabalıyorken 
Avuçlarımdan kaçışın beni mutlu etmiyor. 
Bırakda sana tamamen sahip olayım. 

Yağmurun kokusuna sardım 
Tutamadığım kendimi. 
Damla damla sen 
Çisil çisil sen 
Aklıma düşen sen her yağmurda 
Aklımda bir başka sen oluşuyor 
Çıktığım yağmur dualarında. 
Bırakda dualarım günahlarım için olsun. 

Sen Yokken Biraz Daha Ölüyorum Ben 


Sen yokken biraz daha ölüyorum ben 
Gönlüm sonbahar, yaprak yaprak dökülüyor 
Her mevsim kış, hergünüm gece 
Sonu yok yolların, yarını yok saatlerin 

Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında 
Kokusu yok çiçeklerin, gök kuşağının rengi yok 
Ateşi yok sevmelerin, sigaramın dumanı yok 
Gözlerin her yerde, ne yana baksam gözlerin 
Ve ben biraz daha ölüyorum gözlerinin ortasında 

Alevi yok yangınların, suyu olmadığı gibi yağmurun 
Denizin mavisi yok, tıpkı gözlerin gibi 
Gözlerin her yerde, ne yana baksam gözlerin 
Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında 

Dostu yok gecelerin, geceler çok uzun 
Geceler bir ömür, ömür dediğin bir tutam ümit 
Ümidi yok yarınların, 
Tıpkı senin yokluğun gibi 
Ve ben biraz daha sana hasret 
Hasret bir ip boğazıma düğümlenmiş 
Düğümler her tarafımda, bütün yollar kör düğüm 
Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında 

Yalnızlığını ben yazarım şiirlerin, ayrılığını ben 
Karamsarlıkları hep senden 
Hayalinle süslenen bu şehir 
Ve ben ölüyorum bu şehirde sensizlik ortasında 

Her gün yanında olamamaktan korkuyorum

Sesini duyamamaktan

Seni görünce, sana alışmaktan da korkuyorum

Nedense sensizlikten de korkuyorum

Bir gün hoşça kal demenden

İstemesem de;

Bir gün, bir gül gibi

İçimde solmandan korkuyorum

Hafızamda bırakacağın hatıralardan

Hatıralardan kaçamamaktan

Adını unutamamaktan korkuyorum

Ah be güzelim;

Ben seni sevmekten korkuyorum.

Benimkisi sadece bir sevda

Göz yaşlarımla söndüremediğim

Korkularımı yenemediğim

Söyleyemediğim

Fakat, kendimi tükettiğim

Ve beni;

Yedi kat yerin dibine sokan

Utandıran, korkutan

An be an içimi yakan

Cesaretsiz bir sevdan

Bu nasıl bir sevda ?

Anlayamıyorum

Ah be güzelim;

Ben seni sevmekten korkuyorum.

Biliyor musun;

Aklımdan hiç çıkmıyorsun.

Sen benim;

İmkansızlar bahçesinden koparttığım

Edâlı gülümsün.

Hiçbir zaman koklayamayacağım

Adını söylerken burkulacağım

Sevmekten hep korkacağım

Fakat, ömrüm boyunca unutmayacağım

Edâlı gülümsün.

Ah be güzelim;

Aslında sen benim,

Kendi ömrümsün



. . : : Sen Gel : : . .

belki anlatılır,belki anlatılmaz, 
bu karamsarlığın nedeni. 
unutmaya yüz tutmuşken, 
neden tekrar aklımdasın 
gecelerimde,gündüzümdesin, 

özlemek değil bu 
güzel olan bir kaç anı anımsamak 
ama gözleri yaşlı ama kalbi buz kesmiş, 
şimdi sensizliğe yelken açmışken, 
neden haber getiriyor kuşlar? 
neden ağaçlar tatlı tatlı fısıldıyor adını, 

dün ilk kez uyuyamadım 
sensizliğin ardından, 
gözlerim karanlığın içinde,aydınlığını aradı, 
birde akşam rüzgarı eşlik etti yalnızlığıma. 
belki o an sesini duysam 
kendimi uykunun derinliğine bırakabilirdim.. 

herşey,herkes,tüm dünya girdi aramıza, 
boş kollarda aradın paha biçilmez mutluluğunu. 
bendeki aşkı hiçe saydın, 
senin gibi bir dünya servetine kanmadım, 
gidipte beş para etmez insanlarla,aramızdaki aşkı öldürmedim.. 

sen şimdi rahatmısın?? 
eğlenebiliyormusun sahte gülüşler etrafında, 
ya da eğlandirebiliyormusun yalanlarınla. 
hala eskisi gibimisin? 
hiç mi değişmedin? 
biliyorum seni değiştirmeye hiç hakkım olmadı, 
günlerce yazabilirim seni, 
ya da bir anda silip atabilirim. 
ya gelir tekrar koynuna girerim, 
ya da sensizliği dost bilir 
sarılırım boş bir hayaline 
savrula savrula uzaklara göçerim. 

sensiz değeri yok geçen zamanın, 
içimde senden kalan bir hüzün, 
dilimde sessiz adın 
kimseler duymuyor artık sen ve beni, 
onlarda benimle birlikte alıştılar bu terkedişe. 
ne güzel bir resminin olamaması, 
kendimi bu şekilde alıştırabilmek herşeye. 

aynı şehirde kocaman bir yalan olarak yaşamak, 
ve dönüp dönüp karlı kaldırımlara bakmak, 
ulaşabileceğim bir numaran varken,arayamamak 
ne bileyim 
unutmadım mı acaba seni 
neden yazıyorum sanıyorsun 
sevmesem niye karalayım kağıdı kalemi.. 

özlediğim bişeyler var, 
senden de benden de öte 
bir sıcaklık bölsün rüyalarımı 
bir nefes ver 
birde kokunu bırak ellerime, 
sen gitsende kokun kalıyor yastığımda, 
itiraf etmeliyim ki özlüyorum seni, 
bende bilmek isterdim senin tarafından özlendiğimi, 
vede beklerdim kapımı çalışını, 
sensizlik vurmadan zamana, 
sen gel, 
sen gel.....