A HREF="http://images.repage.de/games/index.php?g=kingofthehill" _fcksavedurl="http://images.repage.de/games/index.php?g=kingofthehill" target=_blank>
   
  ARMAĞAN & DİLAN
  aksaray/ORTAKOY
 



Ortakoy Tarihi
Ortaköy ve çevresinde, şimdiye kadar tarih öncesi ve sonrası devirlere yönelik kapsamlı bir tarihi ve arkeolojik araştırma yapılmamıştır. Var olan belgeler de şuursuz ve cahil define arayıcıları vasıtasıyla yok edilmiştir.

Aksaray ve çevre illerde yapılan (Acemhöyük, Alişar, Boğazköy) kazılarda elde edilen belgeler de buraların İlk Tunç Çağı’na uzanan tarihini ortaya çıkarmıştır. Ortaköy çevresindeki Kalehöyük, Koçhasan Höyüğü ve Muratlı höyük gibi birden fazla kültür katları bulunan yerleşim merkezlerinde yapılacak arkeolojik kazı ve araştırmalar Hitit’ler dönemi için yeni belgeler verebilecektir.

Hititlerden sonra (M.Ö. VII. yy.)’da Frig’lerin hakim olduğu bölgede Ortaköy de yer almaktadır. Frig kültüründe görülen “ölü gömme” usullerinden, oyulmak suretiyle yapılan “Kaya mezarlar”’a, bölgelerin jeolojik yapısı itibariyle rastlanılmamaktadır. Buna karşın Frig soylularının gömüldüğü Tümülüslere sıkça tesadüf edilmektedir.

M.Ö.V.yy.’da Pers İstilası ile birlikte Pers yönetimine giren yöreye, Makedonya Kralı Büyük İskender’in Asya seferi sırasında, Makedonyalılar hakim olmuşlardır. M.Ö. 323’de B.İskender’in ölümü üzerine, Pers soyundan Arırarat tarafından kurulan Kapadokya Krallığı bölgeye hakim olmuştur. Kapadokya Krallığı M.Ö. 17. yy.’da Roma İmparatorluğun’a katılmıştır.

Aksaray, Kapadokya Kralı Arkhelais tarafından kurulmuştur. Krala izafeten şehir Archelais adını almış, bir müddet Kapadokya Kral’lığına başşehir olmuştur. Bu dönemlerden kalma küçüklü büyüklü yerleşim merkezlerine, tarım faaliyeti ve kaçak kazılarda mermerden tanrıçalar, madeni paralar İshaklı, Karapınar, Sarıkaraman, Namlıkışla köyleri arazilerinde sıkça rastlanılmaktadır.

Hristiyanlığın ilk yıllarında, Kapadokya bölgesinde bu din hızla yayılmıştır. İdareciler hristiyanlığı yasaklamışlardır. Bilhassa İmparator Dıocletianus (284-305) döneminde bu yasak çok daha katılaştırılmıştır. Adeta bir katliama girişilmiştir. Hıristiyan halk bu vahşetten kurtulmak, daha serbest ibadet edebilmek için, yeraltı şehirleri kurmuşlardır. Kapadokya’da görülen bu galerialardan biri de Çatin Köyü ile Ozancık Köyü yakınlarındaki “ERSELE”’dir.

Roma İmparatorluğunun 395’de ikiye bölünmesiyle Kapadokya yöresinde Bizans hakimiyeti başlamıştır. Ortaköy ve çevresinde bu dönemden kalan madeni paralar, pişirilmiş toprak kaplar, içme suyu şebekeleri, harçlı mesken kalıntıları, mezarlar ve çeşitli maden işletmeleri vardır. Ozancık ,Sarıkaraman, Harmandalı, Gökkaya,Çatin köyü(ERSELE) gibi köy ve kasabalarda bu eserlere sıkça rastlanmaktadır.

Ortaköy ve çevresi 7. yy. başlarından itibaren önce Sasani, sonra sık sık Arap istilalarına uğramıştır. Bu istilalara karşı koymak ve korunmak maksadıyla güneydeki stratejik noktalar ve derbentler Bizanslılar tarafından özenle korunmuş, Ereğli (Heraklia), Niğde, Aksaray (Arkhelais) ve Ortaköy’e yakın mesafede geçitler tutulmuş ve yeni kaleler inşa edilmiştir. Ortaköy Ekecik dağları batısındaki “Küçük Sımandı Kalesi”’nin bu döneme ait olması muhtemeldir.

1071 Malazgirt Zaferi ile Anadolu’ya giren Büyük Selçuklu devleti komutanlarından Melik Ahmet Danişmend Gazi, Aksaray ve çevresini fethederek buraları bir Türk yurdu haline getirdi. Konya’nın Anadolu Selçuklu başşehri olmasının (1116) ardından Anadolu Türk Birliği’ni sağlamaya çalışan II. Kılıçarslan, harabe halindeki Arkhelais kalıntıları üzerine Aksaray’ı kurdu. Azerbaycan’dan getirttiği Türkmen oymaklarının çevre köylere yerleşmeleri sağlandı. Göçebe alanlarda hayvancılıkla uğraştılar. Bunun neticesi çevredeki mera ve çayırlarda atlar yetiştirilmeye başlandı.

Danişmend’ liler ve Anadolu Selçukluları döneminde, doğudan Anadolu’ya gelen Türkler, buralardaki Bizanslıları sürmüşlerdir. Türkmen aşiretleri, hem Bizanslardan kalan meskenlere hem de meralara yeni bir yerleşim merkezi kurdular. Bunlardan biri de “Eyüp” ili dir. Ortaköy bu köyün kalıntıları üzerine kurulmuştur.

Anadolu Selçuklu Devleti’nin son yıllarında, devletin birliği için çalışan büyük Türk mutasavvıf’ı Yunus Emre’nin türbesi Ortaköy’ ün Sarıkaraman kasabası yakınlarındaki Ziyaret Tepesindedir.

(1243) Karadağ bozgunu ile Moğollar’ın Anadolu’ya yerleşmeleri sonucu Anadolu Selçuklu hükümdarlarının hiç bir fonksiyonları kalmamıştı. Bunun neticesinde meydana gelen devlet otoritesi boşluğu sebebiyle Ortaköy ve çevresi de Selçuklu Eratna oğulları, Kadı Burhaneddin ve Karamanoğulları arasında el değiştirdi. 1470’de İhsak Paşa’nın Şereflikoçhisar ve Aksaray çevresini Osmanlı

hakimiyetine almasıyla birlikte, Ortaköy ve çevresi de Osmanlı yönetimine girdi. 1477’de Aksaray ve çevresinin nüfusu yazılmış, tahrir defterleri tutulmuş, emlak ve vakıfları belirlenmiştir.

Bu dönemde Aksaray, Karaman Eyaletine bağlı bir sancak merkezidir. Aksaray’a, Hasandağı, Bekir, Eyübeli, Sahra, Ova, Eyyup nahiyelerinin yanı sıra Ş.Koçhisar da nahiye olarak bağlanmıştır. Ortaköy halkı, Aksaray’lılar gibi II.Beyazıd dönemindeki Cem Sultan isyanında, Sultan Beyazıd tarafını tutmuşlardır. Kurtuluş Savaşı sırasında, vatanın kurtuluşu için her türlü fedakarlıkta bulunmuşlardır. İlçe, Aksaray iline 55 km. uzaklıkta olup Doğusunda; Nevşehir İline bağlı Gülşehir, Batısında; Aksaray İline bağlı Ağaçören ilçesi, Güneyinde; Aksaray İli ve Kuzeyinde; Kırşehir İli ile çevrilidir. Nüfusu; 27.003’dür. Yüzölçümü 750 km² olup denizden yüksekliği; 1140 m.’ dir.

Ortakoy Nüfusu
Nüfusu merkez 26.965 kişi, köy ve kasabalar 31.912 kişi olmak üzere toplam İlçe nüfusu 58.873 kişidir. Bu nüfusun %52’ si kadın ve %48’ i erkektir.(2000 sayımına göre)

Aksaray Geneli:

İlçe Adı Merkez Nüfus Toplam Nüfus
Merkez 129.949 236.560
Ortaköy 26.965 58.873
Eskil 22.125 28.952
Sarıyahşi 7.751 12.120
Ağaçören 4.983 15.869
Gülağaç 4.672 26.874
Güzelyurt 3.775 16.836
200.220 396.084 




İdari Yapı
İlçemize bağlı 7 kasaba (Balcı, Sarıkaraman, Harmandalı, Çiftevi, Ozancık, Bozkır ve Devedamı) ile 24 köy muhtarlığı mevcuttur. İlçe Merkezinde 11, Sarıkaraman Kasabasında 4, Balcı, Harmandalı, Ozanck, Çiftevi Kasabalarında 3’er ve Devedamı , Bozkır Kasabalarında 2’şer mahalle vardır.
Sosyal Yapı
Gerek İlçe Merkezinde ve gerekse kasaba ve köylerimizdeki yerleşim alanları dağınık olmamakla birlikte müstakil ev tanımlaması yapılan tek katlı geniş bahçeli evler, İlçe halkı tarafından tercih edildiğinden, nüfus toplamı ile yerleşim alanı oranı standartlara uymamaktadır. İlçe merkezinde 1990’lı yıllardan sonra yüksekokul ve diğer kamu görevlilerinin talebi sonucu konut ihtiyacı belirmiştir. Bunu karşılamak amacıyla yer yer çok katlı ve kaloriferli binalar yapılmaya başlanmıştır. Bu çerçevede İlçemize katkı sağlamak üzere Başbakanlık Toplu Konut İdaresince 250 dairelik proje çalışmaları başlamıştır. Tespit edilen alan hazineye ait mer’a vasıflı yer olduğundan, bir taraftan mer’a vasfının kaldırılması, diğer taraftan toplu konut projelerinin çalışması Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca sürdürülmektedir.
Çalışma Hayatı
İlçemizde halkın büyük bir bölümü tarım ve hayvancılıkla geçim sağlamaktadır. Son yıllarda özellikle hayvancılık alanında süt sığırcılığı gelişme göstermiştir. Ortaköy’de ticari hayatta oldukça canlıdır. İlçede toplam …….vergi mükellefi esnaf vardır. 250 işyerine sahip küçük sanayi sitesi mevcuttur. Ortaköy civarın en canlı zahire pazarına sahiptir. Ayrıca ilçemizde orta ölçekli sanayi gelişme halindedir. Süt ürünlerine dayalı peynir, yem ve un fabrikalarında yaklaşık 300 kişi çalışmaktadır.Fİlçenin ekonomik canlılığına yurtdışında çalışan insanlarımızın tasarruflarını ilçede değerlendirmelerinin de önemli katkısı olmaktadır. 
Coğrafi Konum
Ünlü Türk Mutasavvıfı Yunus Emre’nin türbesinin bulunduğu Ortaköy, Cumhuriyet Tarihimizin hızlı gelişen ilçelerinden biridir. 1957 yılında ilçe olmuştur. Ticaret ve ekonominin canlılığı ilçenin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Gelişen Ortaköy’de tarım ve hayvancılığın yanı sıra süt ürünlerine dayalı sanayide hızla gelişmektedir. Ayrıca ilçemiz halkından yurtdışında yaşayan hemşerilerimizin ilçemize önemli katkıları olmuştur.Ortaköy İlçesi Güney ve Orta Anadolu’yu Kuzey Anadolu’ya bağlayan Aksaray- Kırşehir yolu üzerindedir. Aksaray’a 53, Kırşehir’e 50 Km. mesafededir. İlçe 11 merkez mahallesi, 7 kasaba ve 24 köyden oluşmaktadır. Toplam nüfusu 58.873tür.
Aksaray Tarihi
MÖ. 7000-6000 yıllarında Neolitik devirde Anadolu medeniyetinin ilk izlerini gördüğümüz Konya yakınlarındaki Çatalhüyükte Hasandağı’na dolayısıyla Aksaray’a ait vesikalara rastlanmaktadır.
Burada Hasandağı’nın lav püskürttüğünü tasvir eden bir kazıntı resme rastlanmıştır. Neolotik dönemde Aksaray ve çevresi iskan görmüştür. Kalkolitik ve eski demir devirlerinde iskan olup olmadığı bilinmemekle birlikte çevre köylerde (Böget ve Koçaş) bu döneme ait seramiklere rastlanmaktadır.

MÖ. 3000-2000 yıllarında Anadoluda Hatti kavmi yaşanmıştır. Bu dönemde Asurlu tacirler burada ticaret yapmışlardır. Aksaray’ın ilk ve orta tunç devirlerindeki durumunu Acemhüyük ören yerlerindeki yapılan arkeolojik kazılardan ve müze müdürlüğünün satın almış olduğu eski eserlerden öğrenmekteyiz.

Bu dönemde Asurlu tüccarlar Mezopotamya’dan gelerek şehirlerin banliyölerinde ticaret merkezi kurmaya başlamışlardır. Asurlu tüccarlar yazıyı biliyorlardı. Pişirilmiş çamur üzerine yazılmış metinler, çamurun pekiştirilmesi suretiyle yapıştırılıyordu. Hüyük, MÖ. 3000’den itibaren iskan edilmiştir. Acemhüyük’ün en parlak devirleri MÖ. 2000 yılının ilk yarısına isabet etmektedir.

Koloni döneminin sonlarına doğru, MÖ. 1700 yıllarında Kafkaslardan gelen, küçük şehir devletleri kuran ve Anadolu’da, askeri bir devlet halinde bir kavmin varlığını görüyoruz. Hint-Avrupalı olan bu kavmin Anadolu da siyasi iktidarı ele geçirerek kurduğu devlet, eski Hitit Devletidir. Aksaray’da Hititlere ait eserler bulunmamakla beraber mağlup memleketler arasında Aksaray’ın adı geçmektedir.

Orta Anadolu’da MÖ. 13yy. sonlarına kadar devam eden Hitit egemenliği MÖ. 12 yy. da batıdan (Trakya) gelen ve deniz kavimleri olarak bilinen kavimlerin en güçlüsüdür.

Yanardağ küllerinin sıkışmasından oluşan tüf tabakalarının çok kolay kazılabilme özelliği nedeniyle bölgemize çok sayıda yer altı şehri ve dik yamaçlara kaya içinde yerleşme birimleri yapılmıştır. 7 yy. sonlarından itibaren Müslüman Arapların Anadolu üzerinden İstanbul’a yaptıkları sefer nedeni ile bölgeye sığınan Hıristiyanların sayısı çok artmış, Ihlara Gelveri ve Göreme gibi yerleşim birimleri oluşmuştur.

Aksaray, 1142 tarihinde Selçuklular tarafından zapt edilmiş ve 1470 yıllarındaki Osmanlı hakimiyetine kadar İlhanlı, Danişmentli, Karamanoğulları egemenliğinde kalmıştır. 1470 yıllarında Aksaray’ı ele geçiren İshak Paşa tarafından, Fatih Sultan Mehmet’in emri ile halkın bir bölümü İstanbul’a nakledilmiştir.

SELÇUKLULAR DÖNEMİNDE AKSARAY

1142 yıllarında Selçuklu egemenliğine giren Aksaray’a giren II Kılınçaslan zamanında saraylar, medreseler, zaviyeler, kervansaraylar yaptırılmış, Azerbaycan ve başka yerlerden Müslüman halk, gazi, mücahit, alim, ticaret erbabı getirerek yerleştirilmiştir.

Bu yıllarda Aksaray, bir Selçuklu askeri üssü durumundadır. Kılınçaslanın babası Sultan Mesud, Danişmentlere karşı Aksaray’ı bir askeri üs olarak kullanmıştır. Ve burada bazı tesisler yaptırmıştır. II. Kılınçaslan burada bir saray yaptırarak Arkhelais adını Aksaray’a çevirdi ve burası ikinci payitaht gibi idi. II. Kılınçaslan kendi adını taşıyan türbede ebedi uykusundadır. Aksaray, Selçuklu ve Karamanoğlu dönemlerinden kalan eserler yönünden oldukça zengindir.

OSMANLILAR DÖNEMİNDE AKSARAY

1470 yılında İshak Paşa tarafından ele geçirilen Aksaray Osmanlı hakimiyetine girmiştir. İstanbul’un fethinden sonra boşalan şehrin iskanı için, Aksaray halkının büyük bir bölümü İstanbul’a nakledilmiştir. Ve bu şehirde bir semte de Aksaray adı bu nedenle verilmiştir.

Aksaray, Osmanlı sınırları içine alındıktan sonra Fatih adına yapılan ilk tahrirde Aksaray vilayeti olarak gösterilmiştir.

Kanuni Sultan Süleyman zamanına kadar Aksaray, Karaman eyaletine bağlı bir kazadır. Kanuni devrinde Konya’ya bağlı bir sancaktır. Cumhuriyet dönemine kadar bu şekilde devam ede gelmiştir.

CUMHURİYET DÖNEMİNDE AKSARAY

H. 1336 M. 1920 yılında Aksaray Vilayet olmuştur. 1933 yılına kadar 13 yıl vilayetlik yaptıktan sonra vilayetliği lağvedilmiştir. 20.3.1933 tarihinde 2197 sayılı kanunun 3. maddesi ile Niğde’ye ilçe olarak bağlanmıştır.

1989 yılının 15 Haziran gününe kadar 56 yıl kaza olarak kalmış olan Aksaray, bu tarihte eski hakkı iade edilmek suretiyle tekrar vilayet olmuştur.

KÜLTÜR VE TURİZM FAALİYETLERİ OLGUSU İÇİNDE İL VE ÇEVRESİNİN YERİ

Geniş tarihi içerisinde Aksaray çeşitli medeniyetlere beşiklik yapmıştır. Güzelyurt ve Ihlara Hristiyanlarca önemli dini merkezler durumundadır. Bu kavimlerin hakimiyeti Friglerin Anadolu’yu istilaları ile son bulmuştur.

MÖ. 1200-700 yıllarında Hititler devrinde Aksaray çok büyük önem kazandı. Son yıllarda şehir merkezinde ve çevresinde yapılan kazılar M.Ö. 1100-1000 yılları ile 9 yy. ait Hitit hiyeroglifi ile yazılmış kitabelerin bulunması bu durumu ispatlamaktadır.

MÖ. 6 yy. da Perslerin Frig devletini ortadan kaldırması ile tüm Anadolu Pers egemenliğine girmiştir. Perslerin Yunanistana ilerlemeleri Grekopers kültürü adı verilen yeni bir uygarlık geliştirmiştir. Bu durum M.Ö. 3 yy. da Büyük İskender’in Persleri ortadan kaldırmasına dek devam eder.

Büyük İskenderle başlayan ve MÖ. 300 yıllarında sona eren döneme Helenistik dönem adı verilmektedir. Büyük İskender’in ölümünden sonra bölge kumandanlar arasında paylaşılmıştır. Aksaray’da Kapadokya Beyleğine bağlanmıştır. Bu dönemde Aksaray’ın ismi Arkhelais olmuştur. Roma İmparatorluğunun M. S. 395 de ikiye ayrılması ile Doğu Roma İmparatorluğu içinde kalan bölgemiz Doğu Romanın Bizans ismini almasından sonra (1071-1174) Bizans egemenliğinde kalmıştır.

M.S. 1 yy. da Havari St. Paul ve müritleri tarafından Anadolu da yayılmaya başlayan Hristiyanlık, çok tanrılı Roma taraftarlarının büyük tepkisine neden olduğundan, ilk Hristiyanlar korunma açısından daha elverişli yerlere yerleşmeye başlamışlardır. Ayrıca inzivaya çekilmek isteyen bir çok din adamı da bu bölgeye gelmiştir.

Gerek Manastır Vadisi ve gerekse Ihlara Vadisi içerisinde bulunan kaya oyma yüzlerce manastır ve kilise, her yıl yüz binlerce yabancının ziyaret ettiği çok önemli turizm merkezlerimizdir.

Jeolojik yapısı itibarı ile de bu yöremiz, bozulmamış tabii güzelliklere sahip, bir çok oyma yerleşim yeri ve yer altı şehrinin bulunduğu, kaplıcaların yer aldığı hem dini, hem doğal güzellikler ve hem de termal turizm açısından değer ifade etmektedir.

Hasandağı avcılık, dağcılık ve kış sporları bakımından önem arz eder. Ayrıca yayla olarak yöre halkının rağbet ettiği bir yerdir. 1990 yılı içerisinde kış sporları Turizm merkezi olarak ilan edilmiştir.

Selçuklu ve Karamanoğulları eserlerinin pek çok olduğu Aksaray, Han ve kervansarayları, Zinciriye Medresesi, Ulu Camii, Eğri Minaresi yanında Somuncubaba (Şeyh- Hamidüdini Aksarayi), Yunus Emre ve Tabduk Ermesi ile İslam aleminin ilgisini de üzerine çekmektedir. Zinciriye Medresesi (Halen müze olarak kullanılmaktadır) ki müderris yetiştiren zamanın en büyük okullarından birisidir. Somuncu Baba ve Hacı Bayram-ı Veli burada öğretmenlik yapmışlardır.

Aksaray, tarihi, kültürel ve turizm açısından ele alındığında, Hristiyanlık öncesi, Hristiyanlık dönemi ve İslami döneme ait bir çok esere sahip, kolektif açık hava müzesi durumundadır. Doğu-Batı, Güney-Kuzey ana yollarının bağlantı noktasında bulunması, Dünya’nın ve Türkiye’nin her yerine kolayca ulaşılmasından dolayı önemli bur turizm merkezi olma konumunu muhafaza etmektedir.

TARİHSEL VE KÜLTÜREL ÇEVRE

Ihlara


Kuzey Anbar Kilise - 11. yy. İkonoklast resimli

Eğritaş Kilisesi - 9. yy. süslü

Kokar Kilise - Popüler ve arkaik süslü

Pürenliseki Kilise - 10. yy. araik resimli

Karanlıkkale Kilise - 10. yy. popüler sanat

Ağaçaltı Kilisesi - Pre-İkonaklast resimli

Sümbüllü Kilise - 10. yy. sonuna ait resimli

Karabaca Kilisesi - 10. yy. sonuna ait resimli

Belisırma


Yılanlı Kilise - 9. yy. arkaik resimli

Alçak Kayaaltı Kilise - 10. yy. resimli

Karagedik Kilise - 10. yy. resimli

Bezirhan Kilisesi - 13. yy. ait resimler

Kırkdamaltı Kilise - 13. yy. ait resimler

Bahaeddin Kilise - 10. yy. ait resimler

Direkli Kilise - 11. yy. ait başı

Batkın kilise - İkonoklast resimli

Ala Kilise - 11. yy. ait resimler

Yaprakhisar


Güvrecinlik (Davullu) Kilise - İkonaklast resimli

Çohum Kilise - 9. yy. ve 11. yy. resimler

Yazılı Kilise - 1024 yılına ait resimler

Alaygediği Kilise - 1023 yılına ait

Koyunağul Kilisesi - 11. yy. ait

Panaga kilisesi - 10. yy. ait

Selime


Kale Kilisesi - 10. yy.

Doğanyuvası Kilisesi - 10. yy. sonu

Selime Hatun Türbesi - Selçuklu Türbesi

İSLAM ESERLERİ


Aksaray-Konya yolunda AKHAN avlulu Kervansaray 13. yy.
Aksaray’da Kılınçaslan Hanı. avlusuz kervansaray
Aksaray’da Hacı Şükrüllah Hanı.
Aksaray-Kayseri yolunda Hoca Mesud Kervansaray’ı (Ağzıkarahan) Avlulu kervansaray (1231-1239)
Aksaray-Kayseri yolunda Alayhan (1220-1225)
Aksaray-Kayseri yolunda Sünnetli Han (Avlusuz)
Aksaray-Kayseri yolunda Öresinhan avlusuz (1270)
Aksaray’da Kılıçarslan Türbesi (1264-1265)
Bekar (Nenezi) civarında Bekar Sultan Türbesi

HRİSTİYAN ESERLERİ


Mamasun’da Saint Michel Kilisesi, kayaya oyulmuş haç planlı 10. yy. başına ait arkaik resimlerle süslü.
Akhisar’ın 7 km kuzeydoğusundaki Çanlı Kilise. 11. yy. haç planlı, kayaya oyulmuş vaziyette.
Akhisar’ın 7 km kuzeydoğusunda Manastır. 10. yy. ikinci yarısına ait resimlerle süslü dört adet, hepsi bir kayaya oyulmuş vaziyette, birisi haç planlı, birisi üç nefli, diğer ikisi birer nefli.
Gelveri (Güzelyurt)’de Çömlekli Kilise. Tek neflidir.
Gelveri (Güzelyurt)’de Saint Gregori’de Nazianze Kilisesi. Haç planlı, 6. yy. ait.
Karaören’in 3 km güneyinde Anatepesi Kilisesi, Tek nefli 5.yy. ait.
Helvadere’de Kilise Köy (tahrip edilmiştir).
Yenipınar’ın 3 km kuzeydoğusunda Sargöl Kilisesi tek nefli 6. yy. aittir.
Viranşehir’in 1 km güneybatısında Yardıbaş Kilise haç planlı 5.yy.
Viranşehir’in 1 km batısında Süt Kilise haç planlı 5 yy.
Viranşehir’de kilise (Hasandağı yakınında) haç planlı 5. yy.
Viranşehir’in 3 km güneybatısında Bozboyun Kilise tek nefli 6 yy.
Hasandağının tepesinde Tepe Kilise haç planlı 6 yy.
Hasandağının yakınında çavdarlıkta 2 nefli kilise 6 yy.
Hasandağı yakınında Dede sivride Çukurkent Kilisesi 6. yy. haç planlı
Hasandağı yakınında Yenipınarda Kale Kilise haç planlı
Sivrihisar'da Sivri Kilise haç planlı.
Akhisar'da şato (Bizans dönemi)
Viranşehir'de şato (Bizans dönemi)
Sivrihisar'da şato (Bizans dönemi)
Keçikalesin'de şato (Bizans dönemi)

ESKİ ROMA ESERLERİ


Viranşehir(NORA)’de mezar
Aksaray (Garsaura)da Greko-Romen kalıntıları

AKSARAY’DA BULUNAN TARİHİ ESERELER


Ulu Camii (15. yy.)
Nakkaşlı Camii Minaresi (16. yy.)
Alaadin Camii (1156) tahrip olmuştur.
Zincirli Medrese (15. yy. ortası)
İbrahim Bey Medresesi (15. yy. ortası)
Sultanhanı (13. yy. ikinci yarısı)
Kızıl (eğri) minare (1221)
Ulu Camide bulunan Minber (Hoca Anüştekin tarafından Sultan 1. Mesud zamanında yaptırılmıştır.)


Aksaray Tarihi Yerler
Aksaray Kalesi: Kale, Karamanoğlu Mehmed Bey zamanında Emir-ül-Umera Ali Bey Çelebi tarafından, Mimar İslamoğlu Hoca İbrahim’e yaptırılmıştır. Kaleden günümüzde Ulu Caminin güneyindeki surlardan kalıntılar kalmıştır.

Keçi Kalesi: Aksaray-Adana yolunun 35. kilometresinde çevreye hakim bir tepe üzerindedir. Kale duvarları harçsız büyük taşlarla yapılmıştır. İç kale yontma taş ve tuğladandır. Günümüzde harap bir haldedir.

Orta Kuyu Kalesi ve Harabesi: Eskil kazasının bir yaylası olan Orta Kuyu’da yer alır. Günümüzde harabe halindedir. Eski devirlere ait olduğu tahmin edilmektedir.

Tavşanlı Kale: Taşpınar bucağının kuzeyinde bir tepe üzerinde yer alır. İçi mağaralarla doludur. Hititler devrinden kalma bir eserdir. Roma ve Bizans döneminde yapılan kale surlarından günümüzde hiçbir şey kalmamıştır. Bazı kaynaklarda ismi İbiz Kalesi olarak geçer.

Zincirli Kale: Yaprakhisar köyünün yakınında bir tepe üzerinde olup, harabe halindedir. Eski kaynaklarda Yaprakhisarı adıyla geçmektedir.

Eyüphisar Kalesi (Kale Balta): Kale Balta köyünün kuzeyinde bir tepe üzerinde kurulmuştur. Günümüzde harabe halindedir. Kale taşları çevre köylerde ev yapımında kullanılmıştır.

Aksaray: Beyaz mermerden yapıldığı için bu isim verilmiştir. İl, ismini bu saraydan alır. Saray, İkinci Kılıç Arslan tarafından yaptırılmıştır.

Eğri Minare (Kızıl Minare): Adını minaresinin renginden ve eğriliğinden alan bu caminin kimin tarafından ve ne zaman yapıldığı belli değildir. Bir kaç kere tamirat görmüştür. 92 basamak olan minare, İtalya’daki Piza Kulesi gibi eğridir. İnce bir silmeyle ikiye ayrılmış gövdenin altı zikzak bezemeli, üstü ise mavi yeşil çinilerle kaplıdır.

Selime Camii: Selime köyünde bulunan bu camiye Selimiye Camii ve Hamza Bey Camii de denilmektedir. 1524’te, Oruç Beyin oğlu Hamza Bey tarafından yaptırılmıştır.

Ulu Camii: Karamanoğlu devrinde Sultan Mehmed Bey (1408) zamanında yapılmıştır. Yapı dikdörtgen planlıdır. Mihrap önündeki iki kubbe dışında çapraz tonoz örtülüdür. Zengin bezemeli, ağaç minber üçüncü Kılıç Arslan’ın yıkılan camisinden getirilmiştir.

Bedriyye Medresesi: Danişmendoğullarından Nizameddin Yağıbasan’ın oğlu Bedreddin Yusuf tarafından yaptırılmıştır. 1327’de yıkılan medresenin yerine kesme taştan iki katlı yedi odalı bir medrese inşa edildi. Medrese özel idare tarafından müderris Kadızade İbrahim Efendinin oğullarına satılmış olup, halen Kadıoğullarının mülkündedir.

Beramuni Medresesi: Gündoğdu Mahallesinde olan medrese, günümüzde yıkılmış olup, sadece kapısının sol kanadı kalmıştır. Medresenin yapıldığı tarih ve yaptıranı gösteren kitabe bulunmamaktadır.

Zincirli Medresesi: On dördüncü asır yapısıdır. Çini mozaik kaplı güney eyvanının yanındaki iki oda kubbelidir. Günümüzde müze haline getirilmiştir.

Cemaleddin-i Aksarayi Türbesi: Ervah Kabristanındadır. Büyük alim Cemaleddin-i Aksarayi burada medfundur. Günümüzde harap bir haldedir. Türbenin yanında iki odalı tekke vardır.

Somuncu Baba Türbesi (Hamid-i Aksarayi): Aksaray Kabristanının ortalarındadır. Türbenin üstü açıktır. 1980’de tamir ettirilerek bugünkü hale getirilmiştir. Yıldırım Bayezid Han zamanında Bursa Ulu Camii yapımı sırasında, somun yapıp işçilere verdiği için Somuncu Baba lakabıyla meşhur olmuştur. Somuncu Baba büyük alim ve evliya bir zattı. Aynı zatın Darende’de de bir türbesi olduğu rivayet edilmektedir.

Hangah ve Darphane: Şıh Hamid Mahallesinde Baba Yusuf Türbesi karşısındadır. Danişmendoğullarından Melik Mahmud Arslan Gazi yaptırmıştır. İlhanlı mimari tarzında tuğla ile yapılmıştır. Para basılan yerleri durmaktadır.

Alay Han: Ankara-Kayseri karayolu üzerindedir. Sultanlar tarafından yapılan hanların ilk örneklerindendir. Hanın avlusu yıkılmıştır. Kapısında iki gövdeli bir arslan figürü vardır.

Sultan Han: Konya-Aksaray karayolu üzerindedir. Dıştan kulelerle desteklenmiş görkemli bir kaleyi andıran han, Birinci Alaeddin Keykubat zamanında yapılmıştır. Üçüncü Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında, vali Şerafeddin Ahmed bin Hasan tarafından tamir ettirilmiştir. Yaklaşık 5000 metrekarelik bir alana kurulu olan hanın yazlık ve kışlık bölümleri vardır. Günümüzde yıkıntı halindedir.

Ağzı Kara Han: Alaeddin Keykubat devri eserlerindendir. Sathi kabartmalar halinde geometrik motiflerle bezenmiş bir kapısı vardır. Avlusunun ortasında bulunan köşk mescid muhteşem bir eserdir.

Aşıklı Höyük: İl merkezinin 25 km doğusundadır. Çok eski devirlere ait kalıntılar mevcuttur.

Acem Höyük : İl merkezinin 18 kilometre kuzeybatısındadır. Günümüzde burada bir köy bulunmaktadır. M.Ö. 3000 yılından beri yerleşim merkezi olarak kullanılmıştır.

Ağaçaltı Kilisesi : Dokuzuncu asra aittir. Ihlara Vadisindedir. Daniel Kilisesi adıyla da bilinir. Ayrıca Ihlara Vadisinde Pürenlisekli Kilisesi, Kokar Kilise, Yılanlı Kilise ve Kargedik Kiliseleri de vardır.

Tabii güzellikleri : Akrasay ili güzel manzaralı, dağlar, vadiler ve şifalı kaplıcalara sahiptir. Başlıca tabii güzellikleri şunlardır:

Ihlara Vadisi : Aksaray’a 30 kilometre mesafede olan bu vadi, 10 kilometre uzunluktadır. Vadide bulunan kaynak suları, elma bahçeleri ve kayalara oyulmuş manastırlar vardır.

Hamamboğazı Tuzlusu Kaplıcası : Aksaray-Nevşehir-Ankara kavşağının kuzeyindedir. Toprak alkali, bi karbonatlı ve çok karbondioksitli olan bu su, karaciğer ve safrakesesi hastalıklarıyla metabolizma rahatsızlıklarına faydalıdır.

Ziga Kaplıcası: Aksaray’a 40 km uzaklıkta Yaprakhisar köyü yakınlarındadır. Romatizma rahatsızlığına ve karın içi hastalıklarında faydalıdır. İçildiğinde mide, barsak, karaciğer ve safrakesesi üzerinde çok iyi tesirleri olduğu tesbit edilmiştir.